Ana içeriğe atla

Şu betonarme şehirde, çimen lekesi, pantolondan çıkmasa da olur ki :)

Bu aralar internet bağımlılığımdan kurtulmanın yollarını aramak için, önemli, önemsiz ama internetten uzak şeyler yapmaya sarmış durumdayım. O yüzden artık her akşam, iş çıkışı kendimi İstiklal caddesinin kalabalıklığına bırakıp sürükleniyorum.
Galata'ya kadar bu şekilde, sürü psikolojisinin hakim olduğu beynime karışmıyorum, ama oraya gelince artık yön değiştir şurdan dönde ara sokaklara karış diyorum kendime.
Ara sokakları bol bol geziniyorum. Her gün farklı bir sokağa girip ana caddeye ulaşmaya çalışıyorum. Caddeye ulaştığım zaman, nereye gittiğimi önemsemeden yürümeye başlıyorum.

Dün Beşiktaş'a doğru yürüdüm, Kabataş'da parkta oturup denizin, acımasızca kıyıyı dövmesini izledim. Sonra kalkıp yürümeye başladım. Dolmabahçe'ye gelinceye kadar 3 çiftin kavgasına şahit oldum. Kimbilir ''onlar için ne kadar önemli'', ama aslında beş para etmez önemsiz bir konu hakkında tartışıyorlardı. İlerde geri dönüp, birbirlerine söyledikleri için, bin pişman olacakları laflar ediyorlardı. Ama durun diyemezdim ki :)) her ilişkide olması gerekeni yapıyorlardı.

Sonra Beşiktaş İnönü Stadı'nın karşısındaki yeşil alanda uzanmak düşüncesine kapılıverdim. Işıkların her zamanki gibi benim için uzun uzun, kırmızıda yanmasına aldırmadan, sıkışık trafikte adım adım ilerleyen araçların arasından karşıya geçtim. Birasını alıp çimlere uzananlar ve etrafa kaçamak bakış attıktan sonra hızlıca sevgilisini öpenler dikkatimi çekti.

Sonra çimen lekelerinin tüm giysilerime bulaşması için kendimi rahat bıraktım. Bir kaç ağacın yaprakları arasından, sadece gökyüzüne bakınıyordum. Sanki dünyada başka hiç bir şey yokmuş gibiydi. Yeşil yapraklar ve açık mavi gökyüzü. Birde yoldan geçen araçların motor homurtuları. Kulaklarımı ellerimle sımsıkı kapadım ve gökyüzüne bakmaya devam ettim.

Ne kadar süre öyle kaldığımı hatırlamıyorum, kalktığımda üzerimde çimen lekesi var mı diye bakındım. Ama yoktu. Oysa giysilerimde, çimen lekelerinin olmasını o kadar çok istiyordum kiii.

Yorumlar