Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Cocuklar ve doğrularımız

Bu sabah oğlumla oynarken farkettim "aslında cocuklara kendi doğrularımızı dayatıp duruyoruz." Bunu farkedince bir an durup düşündüm "acaba benim dogrumun, onun ileriki yaşamında ne kadar geçerliliği olacaktı?" Biraz düşündükten sonra anladımki çocuğa doğruyu veya yanlışı öğretmek yerine, sorduğu sorular karşısında veya yaptığım hareketlerimde samimiyeti tercih edersem daha iyi olacak. Hem çocuklar, doğru veya yanlıştan çok samimiyete inanıyorlar. Bunu defalarca denedim %100 çalışıyor...

Steve Jobs Apple ismini neden koydu?

Hayatını anlatan biyografi kitabında 370 milyar dolarlık piyasa değeriyle dünyanın bir numaralı şirketi olan “Apple”ın ismini nasıl bulduğunu Steve Jobs ilk kez anlatıyor. Hindistan dönüşü (Zen felsefesinden etkilendiği dönem) Atari’de çalıştığı zamanlardan kalan sürede gönüllü olarak bir elma çiftliğinde çalışan Steve Jobs, bahçedeki bir çalışma gününün ardından bu ismin aklına geldiğini söylüyor. O zaman vegan diyetinde (sadece meyve, sebze yediği dönem) olmasının da bu ismi bulmasında etkili olduğunun altını çizen Jobs, Apple isminde karar kılmasının bir diğer nedeninin de telefon rehberinde Atari’den önde gelmesi olarak ifade ediyor. Steve Jobs tüm bunların yanı sıra, Apple ile Computer kelimeleri (elma/bilgisayar) yan yana geldiğinde insanların hiç unutmayacağı, dikkat çekici bir isim oluştuğunu düşündüğünden bu ismi seçtiğini anlatıyor. (Milliyet / Şükrü Andaç)

iPad ve Uygulamalar

Önceki hafta "artık almam gerektiğine iyice emin olduğum" iPad2'yi aldım ve şu an da tadını çıkarıyorum. Tabii almak kısmı sanırım işin en kolay yönü olsa gerek. Çünkü aldıktan sonraki ortaya çıkan "hangi uygulamaları yüklemem lazım" sorusu öylece havada asılı kalmıştı. Bende appstore'da gezdikten sonra onlarca uygulama indirdim. Tabii sonrasında dönüp çoğunu sildim ve geriye sadece ciddi anlamda kullanacaklarım yalnız kaldı. İşte o uygulamalar: Gmail: Hala diğer mail servislerini kullanıyorsanız zaten ona ihtiyacınız yoktur. Ama size tavsiyem "lütfen artık gmail kullanın." Çünkü çok geç kalmışsınız. iBooks: Benim gibi kitap okumaya meraklıysanız, muhakkak aylar öncesinden yüzlerce kitap biriktirmiş sinizdir. Onları okumanın zamanı geldi. FeeddlerRSS: Onun sayesinde takip ettiğiniz siteler, bloglar v.s yazılı hiç bir şeyi kaçırmayacaksınız. 50 Tablo: Bu uygulamada resim tarihinin bilmeniz gereken 50 tablosu anlatılıyor. Tempo Dergisi'ne burdan

Markalar ve fan sayfaları

Malumunuz, Facebook internete bağlanabilen herkesin olmak zorunda olduğu bir yer ve markalar da burada adeta bebek gibi emekleyerek ilerlemeye çalışıyorlar. Bu bebek hızında emeklemelerinin en kötü tarafı ise; sayfalarına girilen görsel içerikler. Çünkü bir çok içerik Google aramalarında çıkan görsellerle destekleniyor. Ben bu durumu inanılmaz derecede komik ve acemice buluyorum. Çünkü gerçekten hiç bir markaya yakışmayacak hareketlerden biridir bu. Markaları neden suçlamalıyız derseniz; Çünkü henüz sosyal ağları yeterince ciddiye almış değiller ve bir çoğu "herkes facebook fan sayfası açıyor, bizde açalım" mantığıyla hareket ediyor. Durum böyle olunca da, henüz bu alana çok ciddi anlamda yatırım yapmıyorlar ve "bizimde facebook fan sayfamız var" sırıtışından daha ileri gidemiyorlar. Dileğim; sosyal ağlarda olmuş olmak için değil, gerçekten sosyal ağlarda yaşayan bir marka olmak için bu alana yatırım yapan markaların artmasıdır.