Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

En kötü anılar bu reklamla başlar

Şirketteki tasarımcıya reklam adı altında böyle bir şey yaptırıp, bir de bunu sürekli göze sokmak için tv'de yayınlatmak resmen deli işi. Ya da şirketin çöpe atılacak çok fazla parası vardır.

Darüşşafaka Yeni Kamu Spotu: Bazı harcamalar #olmasadaolur

Darüşşafaka'nın yeni reklamı harika olmuş. Uzun zamandır beğendiğim reklam olmamıştı. Bu iyi geldi.

Beylerbeyi Sarayı

Peugeot 206 Commercial HQ

Gelmiş Geçmiş En Güzel Reklamlar listesi yapılsa, ilk 10 arasında çok rahat yer bulabilecek olan Peugeot 206 reklamını sevmeyen var mı? Reklamdan sonra araba satışları nasıl oldu bilmiyorum ama reklamın yaratıcılık düzeyi ve akışı çok hoş. Eski bir reklam olmasına rağmen en sevdiklerimdendir.

Medipol Üniversitesi: İyi değil, en iyisi olmanız için.

Üniversite tercih günleri başlayınca, her yerde özel üniversite reklamları boy göstermeye başladı. Bazı reklamların amacı pek anlaşılamasa da, bir kaç üniversitenin reklamını fazlasıyla beğendim. Bunlardan biri de Medipol Üniversitesi'nin aşağıdaki reklamı oldu. Buyrun:

Love freebies? Get them legally. Rewards by Harvey Nichols

Harvey Nichols, 2015 yılındaki kampanyasında mağazalarında hırsızlık yaparken suçüstü yakalananların kamera görüntülerini kullanmıştı. Çok beğenmiştim :)

Panda Reklamı - Selin Şekerci

Panda'nın reklamı o kadar güzelki, kendini hâlâ izletiyor.

Gülse Birsel ve Bravo Dondurma

Gülse'cim o sol el sana mı ait, yoksa çekim için gittiğin ajanstaki cansız mankenlerden birinin mi? Seninse, keşke elindeki dondurma paketini de biraz kırıştırsaydın da gerçeklik katılmış olsaydı. Ne o öyle elinde, baskı makinesinden 6 saniye önce çıkmış gibi dümdüz dondurma poşetiyle poz vermek? Valla benden duymuş olma ama çok kötü duruyor. Ha tamam anladım, marka görünsün diye yapmışsın, o belli. ama zaten reklam çalışmasının en üstünde gözümüze girecek şekilde kocaman BRAVO yazıyor, bir de elindeki poşetle de tekrara düşmeye gerek yoktuki canım benim. Ayrıca dondurmayı da reklam ekibinden bi arkadaşın ısırmaya çalıştıktan sonra alelacele eline tutuşturduğu çok belli. Çünkü senin ağzın, küçük dilin görünecek kadar açık olmasına rağmen, ağzının içinde çikolata namına hiçbir şey yok. Yoksa, yoksaa dondurmanın reklamında oynayıp, hiç yemedin mi? Valla öyleyse cidden helal olsun! BRAVO sana, BRAVOO!!

Kariye Müzesi

İstanbul'da olup da gitmeyen varsa çok şey kaybetmiyordur, zaten bugüne kadar kazandığı bir şey de yoktur.

Bura Bura Buraların En Güzel Soğuk Çayı Doğuş Soğuk Çay Reklam Filmi

Sabah twitter akışıma düştüğünde gördüm; TBWA İstanbul, Doğuş Soğuk Çay için reklam filmi çekmiş. Bir kaç defa izledim ama pek bi bok anlamadım. Sanırım reklam filmi daha çok "Serdar Ortaç'a biraz para verelim" kafasıyla çekilmiş.

yes i can

Mülteci düşmanı Maraşlı Soner Sarıkabadayı'nın oynadığı Golf Maraşım reklamı ve Ali Atıf Bir

Golf Dondurma, Maraşım ürününe Maraşlı Soner Sarıkabadayı'nın me'lediği bir reklam çekmiş. (Mülteci düşmanı olan bu adam aslında me'lemek yerine reklam boyunca anırsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum.) Reklamla karşılaşanlar, sosyal medyada olumsuz yorum yapmaya başlayınca, Ali Atıf Bir "reklamdan anlamıyorsunuz" diye karşılık vermiş. Tabii adam haklı, çünkü büyük ihtimalle marka danışmanı o. Hatta daha daha büyük ihtimalle de reklamın, son onay sürecinde "muhteşem" olduğu yorumunu bile yapıp, ayağa kalkarak alkışlamaktan geri kalmamıştır. Bu yüzden de şimdi insanlar "reklam kötü" derken, o reklamın gerçekten kötü olduğunu nasıl kabul edecek ki? (Bu arada Sonerin mülteciler konusunda attığı tweete ve ilgili habere şurdan ulaşabilirsiniz: http://www.sozcu.com.tr/hayatim/magazin-haberleri/soner-sarikabadayi-multecileri-kahramanmarasta-istemiyor/  ) Şimdi en kötü reklamlar:

CardFinans Ramazan Reklamı veya Bizim Mutfak Güllaç

Ramazan ayının başlamasıyla beraber, tüm reklam mecralarında davullu zurnalı, yeme içme konulu reklamlar artmaya başladı. Bu reklamlara bakıldığında, Ramazan Ayı'nın, sanki oruç tutma ayı değil de, yeme içme üzerine düzenlenen bir "festival ayı" gibi havanın hakimiyetinde olduğunu görürsünüz. Bu reklamlar arasında, bankalar bile "Ramazan'a Özel Faiz" konulu kampanyalarını duyurmaktan geri kalmıyorlar. Hepsi "Ramazan'a Özel Düşük Faizli Kredi" reklamlarını, sofra ve davul zurna eşliğinde duyuruyorlar. Yani anlayacağınız ilginç bir zamanın "ta göbeği"ndeyiz. Tabii kimsenin faizi nasıl yediğine, kimse karışamaz. "Bu ayrı bir konu" diyerek geçip asıl konuya geliyorum. Bu ilginç banka reklamlarından biri de CardFinans'ın reklamı. Reklamı ilk izlediğimde, Ülker'in alt markalarından biri olan "Bizim Mutfak" reklamı sanarak izlerken, içimden "aaa demek Ülker paket güllaç çıkarmış, deneyeyim bakayım nasıl

Alper'e gönderilmeyen mektup

Merhaba Alper, n asılsın, nasıl gidiyor. Aslında telefonda da konuşuyoruz ama sanırım, sesin yok olmasına karşın mektuplaşmak daha kalıcı bir yöntem. Çünkü, dokunulan görüntünün insanı sakinleştiren bir yönü var. Mektubun dokunulan bir sese dönüşmesini sağlamak istedim. "Mektuplaşalım" dedim ama doğrusu ne yazacağımı da bilmiyorum. Sadece mektuplaşalım istiyorum. O yüzden de şu an bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Bu satırları yazarken salondayım. Dışardan bazen gürültü geliyor. Hızla geçen motorun sesi, müezzinin sabah ölen komşu için okuduğu sâlâ, kuşların cıvıltıları ve birbirlerinden yol isteyen arabaların sabırsız korna sesleri. Bazen tüm bu sesler iç içe geçmiş de oluyor, ama aralıklarla geldiklerini söyleyebilirim. Yan apartmanın çocuklarından bazıları kapının önünde bisiklet sürüyorlar, bir kaçı ise top oynuyor. Hepsi gölge olan sokağı istila etmiş gibiler. Bağrış çağrışları annelerinin onları duymalarını kolaylaştırıyor. Çoğunun babası iş yerin

Teknoloji ve İnsan

Teknolojinin gelişmesiyle, ucuzlamaya ve buna bağlı olarak da daha fazla alana, daha hızlı yayılmaya başlamasıyla, üretim sektöründe çalışanların yerini daha fazla makine almaya başladı. Daha fazla makine demek, özellikle fabrikalarda çalışan günümüz eğitimli insanları için daha fazla "işsizlik" demek. İnsanın, bir makineden farkı olmadığını düşünerek yaşamaya alışmış bu çalışanların gelecek korkusu şimdiden gözlerinden okunabiliyor. Zavallılar. Dünyaya sadece çalışmaya geldiklerini sanıyorlar ve başka bir şey düşünemiyorlar. Oysa makine'nin, insanın çalıştığı alanı alması demek, insana daha fazla zaman kalması demek, insanın kendine dönmesi demek. İnsanın, hayattaki yerini aramaya başlaması için bir fırsat, büyük bir zenginlik demek. Daha fazla sanat, daha fazla bilgi üretmesi ve hayattaki gerçek yerini bulması da demek. Gelişen ve yayılan makine teknolojisini bu çerçeveden okumaya ne dersiniz?